“Braille Alfabe Sistemi” 1829 yılında, görme yeteneğini bir kaza sonucu 3 yaşında kaybeden Louis Braille adlı bir Fransız tarafından geliştirilmiştir. Louis, atlara koşum takımı yapan babasının dükkanında keskin bir aletle gözünü yaralamış, fakat daha sonra yaralanan gözünde oluşan infeksiyon diğer gözüne de yayılarak kör kalmasına yol açmıştır. Okulda dersleri sadece dinleyerek geçirebilen, iyi piyano çalabilen bu öğrencinin zekiliği dikkat çekmiştir. Louis, 20 yaşına geldiğinde bugün kendi soyadı ile bilinen alfabeyi yapmıştır. Bu alfabe sistemi, altı noktadan oluşan bir sistemdir. Aynı tavla zarındaki altı noktalı yüzdeki gibi, üç sıra ve iki sütundan oluşan altı adet nokta, 64 farklı harfı olan alfabeyi oluşturur. Bu noktalar sistemi, aynı lego oyuncaklarındaki tümsekli çıkıntılar veya çukurluklar şeklinde özel kağıda yazılıp okunabilmektedir. Altı noktadan, ilk sütun, yukarıdan aşağıya sırasıyla 1. 2. ve 3. noktaları, ikinci sütun da aynı şekilde yukarıdan aşağıya 4. 5. ve 6. noktaları ifade eder. Örneğin, bu alfabe sisteminde “a”, 1. nokta (en üst sırada, soldaki nokta), “b” ise, 1. ve 2. noktalara (sol sütun üstten ilk iki nokta) karşılık gelir. Braille sisteminde, aynı zamanda sayılar ve noktalama işaretleri de kullanılabilmektedir. Sayma sayıları sisteminde sadece 3, 4, 5, ve 6. noktalar kullanılmaktadır.
Braille sistem sayesinde, görme özürlüler çevreleriyle her türlü iletişimi normal olarak yapabilmektedir. Matematikten, müzik ve hukuka kadar uzanan her çesit konuda yazılmış kitapları okuyabilmekte, örneğin, özel tuşları olan bilgisayar sistemleriyle her türlü teknolojiden yararlanma olanağına ulaşabilmektedir. Birçok modern ülkede olduğu gibi ülkemizde de görme özürlü vatandaşlara diger özürlüler gibi, uygun işlerde çalışabilme olanakları verilmektedir.
